english
stringlengths 1
1.63k
| non_english
stringlengths 0
1.42k
| language
stringclasses 28
values |
---|---|---|
Fifty-seven deaths have been reported so far in this quake, with more than a thousand injured.
|
Bu seferki depremde şimdiye dek 57 ölüm ve binlerce yaralanma bildirildi.
|
en-tr
|
Dolakha district has been hit hard, with 34 reported deaths and 90 per cent houses collapsed, as per the preliminary information collected by Nepal Police.
|
Dolakha bölgesi ağır darbe aldı, Nepal Polisi'nin kaydettiği bilgiye göre evlerin %90'ı yıkıldı ve 34 ölüm vakası meydana geldi.
|
en-tr
|
Kashish Das Shrestha and social media users posted pictures from different parts of Kathmandu.
|
Kashish Das Shrestha ve sosyal medya kullanıcıları Kathmandu'nun çeşitli yerlerinin fotoğraflarını paylaştılar:
|
en-tr
|
#NepalEarhquake April 25 (above) and May 12. pic.twitter.com/ZUHEOstnXr — Kashish Das Shrestha (@kashishds) May 12, 2015
|
25 Nisan Nepal Depremi(üstte) ve 12 Mayıs.
|
en-tr
|
This building collapsed in Naya Bus Park today's quake; Nepali security forces working to rescue elderly woman inside pic.twitter.com/B1W4yW5rJc — Kashish Das Shrestha (@kashishds) May 12, 2015
|
Bu bina, Naya Bus Parkı'nda bugünkü depremde yıkıldı; Nepal güvenlik kuvvetleri içeride bulunan yaşlı bir kadını kurtarmak için uğraşıyor
|
en-tr
|
Another #EarthquakeInNepal shocking images from helicopter heading towards #Everest region pic.twitter.com/lrDzaL6mAX — DOCTORS FOR NEPAL (@DoctorsForNepal) May 12, 2015
|
Everest bölgesine giden bir helikopterden bir başka depremin şok edici görüntüleri
|
en-tr
|
Sindhupalchok district, which took a hit in the April 25 quake, suffered more from the second one.
|
25 Nisan'da sarsılan Sindhupalchok bölgesi, ikinci depremde daha da zarar gördü.
|
en-tr
|
Nine deaths have been reported there.
|
Dokuz ölüm bildirildi.
|
en-tr
|
#Kathmandu going back to the tents post #NepalEarthquakeAgain pic.twitter.com/WCYCvF3gZM — myRepública (@RepublicaNepal) May 12, 2015
|
Nepal depremi sonrası Katmandu çadırlara geri dönüyor.
|
en-tr
|
Here we go again.
|
İnsanlar tam normale dönecekken, Nepal'de deprem evlerinden dışarı çıkarttırdı.
|
en-tr
|
Couldn't dare to stay inside!
|
İçerde duymayı gözüm kesmiyor!
|
en-tr
|
Popular online portal Onlinekhabar posted a photo story on the plight of people spending the night under the open skies.
|
Popüler internet portalı Onlinekhabar, geceyi açık havada geçiren insanların durumu üzerine bir fotoğraf albümü yayınladı.
|
en-tr
|
Last week, the government of Nepal had requested that foreign relief and rescue workers return back to their countries as the situation was normalizing and the rest could be handled by the government itself.
|
Geçen hafta Nepal hükümeti, durumun normale döndüğü ve gerisinin devlet tarafından halledilebileceğini belirterek yurtdışı yardım ve kurtarma çalışanlarının ülkelerine geri dönmesi isteğinde bulunmuştu.
|
en-tr
|
With teams from many countries already going home, the rescue and relief will be a tough task.
|
Birçok ülkenin ekipleri çoktan geri gidiyorken, yardım ve kurtarma zor bir iş olacak.
|
en-tr
|
#Nepal jumped the gun by sending home foreign help.
|
Nepal yabancı yardımı geri göndererek erken davrandı.
|
en-tr
|
Relief will be an even more arduous task now. #NepalEarthquakeAgain #NepalQuakeRelief — Mistress of Vices (@cyclopsee) May 12, 2015
|
Şimdi telafi çok daha zor bir iş olacak.
|
en-tr
|
Schools which were to open this week have been further shut down for two weeks more.
|
Bu hafta açılacak olan okullar iki hafta daha kapatıldı.
|
en-tr
|
They will now open beginning May 30, as per the directive issued by the Ministry of Education.
|
Eğitim Bakanlığı'nın yönergesine göre 30 Mayıs'ta açılmaya başlanacaklar.
|
en-tr
|
Nepalis had started getting back to their normal lives, recovering and rebuilding, but are again living in fear after the second quake.
|
Nepalliler iyileşip toparlanarak normal hayatlarına dönmeye başlamışlardı, fakat ikinci bir depremin ardından aynı korkuyla yaşıyorlar.
|
en-tr
|
Kashish Das Shrestha tweeted:
|
Kashish Das Shrestha tweetledi:
|
en-tr
|
Any sense of calm that may have been restored amongst Nepalis has perhaps just collapsed with today's terrifying and long earthquake. — Kashish Das Shrestha (@kashishds) May 12, 2015
|
Nepalliler arasında geri gelen bir sakinlik hissi vardıysa da, belki de bugünkü uzun ve korkunç deprem ile yok oldu.
|
en-tr
|
Iranian Reformists Commemorate the Anniversary of Ex-President Khatami's Election on Twitter · Global Voices
|
İranlı Yenilikçiler Eski Cumhurbaşkanı Hatemi'nin Seçim Yıldönümünü Twitter'da Anıyorlar
|
en-tr
|
One of the #second_ofKhordad_Iam posters being circulated by reformists on Twitter.
|
#ben_ikinci_Khordad_ım afişleri Twitter'da yenilikçiler tarafından yayınlanıyor.
|
en-tr
|
It states, "Second of Khordad I am.
|
"Ben ikinci Khordad'ım.
|
en-tr
|
Post your small blurbs about the second of Khordad with the hashtag #second_ofKhordad_Iam. #wewillbe_Khatami's_media".
|
Hatemi'nin basını olacağız." şeklinde belirtiliyor.
|
en-tr
|
Image taken from the Twitter account of Arash Bahmani.
|
Görüntü: Arash Bahmani'nin Twitter hesabı.
|
en-tr
|
The hashtag #دوم_خردادی_ام is trending on Twitter today amongst Iranian reformists.
|
#دوم_خردادی_ام İranlı yenilikçiler arasında en çok paylaşılan etiket hâline geldi.
|
en-tr
|
Translating into "second_ofKhordad_Iam", it references 2 Khordad, 1376, the Persian date for 23 May, 1997 when the reformist candidate Mohammad Khatami won a presidential election with an overwhelming 70% of the vote.
|
"Ben ikinci Khordad'ım." olarak tercüme edilen, Celali Takvimi'ne göre 2 Khordad 1376 yani 23 Mayıs 1997'de yenilikçi aday Muhammed Hatemi'nin %70'lik bir oy çoğunluğu ile başkanlık seçimini kazandığı tarihi belirtiyor.
|
en-tr
|
Reformists on social media with the #second_ofKhordad_Iam hashtag are honouring the anniversary of the election of Mohammad #Khatami in the year 76
|
Sosyal medyadaki yenilikçiler #ben_ikinci_Khordad_ım etiketiyle 76 yılında Mohammad Hatemi'nin seçilmesini saygıyla anıyorlar.
|
en-tr
|
Khatami's re-election in June 2001 cemented his popularity amongst the Iranian population, with another majority victory of 77%.
|
Haziran 2001'de Hatemi'nin %77'lik oy çoğunluğuyla tekrar seçilmesi İran halkının ona karşı tutumunu güçlendirdi.
|
en-tr
|
His campaign platforms were based on liberalization and reform, and throughout his time in office he advocated for freedom of expression, tolerance, civil society, and diplomatic relations with the West.
|
Mücadelesi liberalleşme ve reform üzerine kuruluydu, görevi süresince ifade özgürlüğünü, toleransı, sivil toplumu ve Batı ile diplomatik ilişkileri destekledi.
|
en-tr
|
Discussing Khatami's political impact, Asef Bayat, an Iranian sociologist and researcher on Iran's democracy movement stated the following in an interview with the BBC in 2001:
|
2001 yılında BBC ile bir röportaj ardından İranlı sosyolog ve İran demokrasi hareketi araştırmacısı olan Asef Bayat, Hatemi'nin politik etkisi üzerine şunları belirtti:
|
en-tr
|
First of all, there's a change in ideas, and that's very important.
|
İlk başta fikirlerde bir değişim var ve bu çok önemli bir şey.
|
en-tr
|
Khatami's discourse of civil society, democracy, transparency, rule of law, and all this - which were quite absent in the 1980s - became dominant concepts, so that even certain segments of the conservatives tried to speak a similar language
|
Hatemi'nin sivil toplum, demokrasi, şeffaflık, kanun hükmü gibi 1980'li yıllarda eksik olan şeyler üzerine söylevi baskın kavramlar hâline geldi, öyle ki muhafazakar kesimin bir bölümü benzer bir üslupla konuşmayı denedi.
|
en-tr
|
But Khatami's presidency was also marred by conflict, with many conservative politicians pushing back against his reforms.
|
Fakat Hatemi'nin cumhurbaşkanlığı da muhafazakar siyasetçilerin reformları geri itmesiyle oluşan çatışmalar ile gölgelenmişti.
|
en-tr
|
Since the end of his presidency, Khatami has remained an important political figure.
|
Görevinin sonuna dek Hatemi önemli bir siyasi figür olarak kaldı.
|
en-tr
|
He endorsed the reformist presidential candidate Mir Hossein Mousavi during the 2009 elections.
|
2009 seçimlerinde yenilikçi başkanlık adayı Mir Hüseyin Musavi'nin arkasında durdu.
|
en-tr
|
Mousavi's later role as a catalyst and leader of the popular Green Movement led to his house arrest, which continues until today.
|
İlerki dönemlerde Yeşil Hareketi'nin hızlandırıcısı ve lideri rolünü alması, Musavi'nin hâlen sürmekte olan ev hapsine yol açtı.
|
en-tr
|
Khatami's ongoing popularity and continued support for controversial figures such as Mousavi has left him in a tenuous position in Iran: the judiciary, a governing body separate from the administration of current moderate President Hassan Rouhani issued a ruling that banned any mention of Khatami in Iranian media earlier this year.
|
Hatemi'nin süren popülerliği ve Musavi gibi tartışılan figürlere olan desteği onu İran'da belirsiz bir noktaya getirdi: Mevcut yönetimdeki ılımlı cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'den ayrı bir yönetim kurulu olan İran Adliyesi bu yılın başlarında basın organlarında Hatemi'nden bahsedilmesini yasakladı.
|
en-tr
|
In campaign posters circulating today, supporters have been sharing photos of Khatami with the hashtag #رسانه_خاتمی_میشویم, translating as "we will be Khatami's media."
|
Hatemi'nin destekçileri, "Hatemi'nin medyası olacağız." anlamına gelen #رسانه_خاتمی_میشویم etiketi ile paylaşımda bulunuyorlar.
|
en-tr
|
Critically, the media ban has not stopped Iranians from taking to social media, circumventing blocks on popular platforms such as Twitter to voice their support for the former president.
|
Basın yasağı, tehlikeli olsa da İranlıların eski cumhurbaşkanlarına desteklerini duyurmak için Twitter gibi popüler araçları kullanılmalarını engellemedi.
|
en-tr
|
I forgot to remind you.... #second_ofKhordad_Iam
|
Size hatırlatmayı unuttum... #ben_ikinci_Khordad_ım
|
en-tr
|
Americans Could Soon Benefit from a Lung Cancer Vaccine Developed in Cuba · Global Voices
|
Küba'da Geliştirilen Akciğer Kanseri Aşısından Yakında Amerikalılar da Yararlanabilecek
|
en-tr
|
Plaza de la Revolución, Havana.
|
Plaza de la Revolución, Havana.
|
en-tr
|
Photo by Martin Abegglen, used under a CC License from Wikimedia Commons.
|
Görüntü: Martin Abegglen, Wikimedia Commons'dan CC Lisansı ile kullanılmıştır.
|
en-tr
|
This article and radio report by Shirin Jaafari for The World originally appeared on PRI.org on May 12, 2015, and is republished here as part of a content-sharing agreement.
|
Bu makale ve radyo haberi ilk olarak PRI.org'da The World için 12 Mayıs 2015 tarihinde Shirin Jaafari tarafından yazılmış olup içerik paylaşım anlaşması ile burada tekrar yayınlanmıştır.
|
en-tr
|
New York Governor Andrew Cuomo visited Cuba recently and, during his visit, signed an agreement that could change the lives of many Americans.
|
New York Valisi Andrew Cuomo yakınlarda Küba'ya gitti ve ziyareti sırasında birçok Amerikalının hayatını değiştirebilecek bir anlaşma imzaladı.
|
en-tr
|
New York’s Roswell Park Cancer Institute, in partnership with Cuba’s Center for Molecular Immunology, will test out a much-needed lung cancer vaccine called Cimavax, developed in Cuba.
|
New York'un Roswell Park Kanser Enstitüsü ile Küba'nın Moleküler İmmünoloji Merkezi ortak olarak Cimavax adındaki Küba'da üretilen akciğer kanseri aşısı üzerinde çalışacaklar.
|
en-tr
|
Now that relations between US and Cuba are improving, the US wants to see if it can benefit from the vaccine.
|
ABD ve Küba'nın gelişen diplomatik ilişkileri dolayısıyla ABD aşıdan yararlanma durumunu düşünüyor.
|
en-tr
|
"It's a therapeutic vaccine," explains Neel V. Patel, an editorial fellow for Wired, who reported about the vaccine.
|
Sözkonusu aşı üzerine bildiri yayınlayan Wired editörü Neel V. Patel: "Bu tedavisel bir aşı.", "Genellikle aşıları hastalıkları önlemekte olan birşey olarak düşünüyoruz.
|
en-tr
|
"Typically, we think of vaccines as something that will prevent a disease from happening.
|
Bu aşı bağışıklık sistemini dürterek kansere karşı daha iyi tepki vermesini ve tümöre daha etkili bir şekilde saldırmasına yol açıyor." şeklinde belirtti.
|
en-tr
|
This works by just stimulating the immune system to respond better to the cancer and to attack the tumor in a more efficient way."
|
Anlaşma ile ABD'deki araştırmacılar klinik denemeler ve zehirlilik raporlarının dökümanlarına erişebilecek.
|
en-tr
|
Through the deal, researchers in the US will have access to documentation on clinical trials and toxicity reports, which can be used to draft an application to the FDA .
|
Bu dökümanlar ile FDA'da kullanım için bir başvuru yapılabilir, onaylanma durumunda Roswell de klinik denemelere başlayabilecek.
|
en-tr
|
If it's approved, Roswell can start a clinical trial.
|
Aşının ABD'de kullanılabilir hâle gelmesi vakit alabilir, hatta tamamen gözardı da edilebilir.
|
en-tr
|
It will take some time for the vaccine to become available in the US; it might even be ruled out all together.
|
Fakat bu durum bile Küba'nın nasıl böyle bir aşıyı üretebildiği konusunda merak uyandırıyor.
|
en-tr
|
But even the prospect has left some wondering how Cuba was able to come up with the vaccine in the first place. Cuba has been under strict embargo for years and coming up with a vaccine for lung cancer would seem difficult.
|
Küba yıllardır sıkı bir ambargo altında ve akciğer kanserine karşı bir aşı üretmesi olanaksız görülüyor.
|
en-tr
|
Patel put that question to Harvard Medical School's Paul Drain who has followed Cuba's medical and bio-tech research.
|
Patel bu soruyu Küba'nın tıbbi ve biyoteknoloji araştırmalarını takip etmiş olan Harvard Tıp Okulu'ndan Paul Drain'e sordu.
|
en-tr
|
"He suspects that because Cuba has been closed in this kind of sand box, they have to work within the sand box," Patel says.
|
Patel, "Şüphe duyuyor çünkü Küba bir kutu gibi kapalı duruyordu, kutunun içinde çalışmak zorundalardı." diyor.
|
en-tr
|
In other words, sometimes limitations result in more creativity.
|
Başka bir deyişle, bazen kısıtlamalar daha fazla üreticiliğe yol açabiliyor.
|
en-tr
|
Cuban leaders Fidel and Raul Castro have always emphasized two things: education and health care.
|
Küba liderleri Fidel ve Raul Castro her zaman iki şeye önem verdiler: Eğitim ve sağlık hizmeti.
|
en-tr
|
For example, he says, when the dengue virus hit Cuba in the 1980s, there was a major focus on vaccination.
|
Örneğin 1980'lerde dang virüsü Küba'yı vurduğunda aşı üzerine büyük bir ilgi vardı.
|
en-tr
|
Cuba now has one of the highest vaccination rates — and has developed many of its own.
|
Küba şu an en yüksek aşı oranına sahip ülkelerden ve çoğunu da kendisi geliştirdi.
|
en-tr
|
As a science reporter, Patel wonders what other medical advances Cuba might have the US could benefit from.
|
Bilim habercisi olarak Patel, ABD'nin yararlanabilecek olduğu Küba'nın diğer tıbbi gelişimlerini merak ediyor.
|
en-tr
|
"That's one of the problems with what's been going on for the last few decades.
|
"Son birkaç on yıldaki sorunlardan birisi de bu.
|
en-tr
|
None of us really know," he says.
|
Gerçekten hiçbirimiz bilemiyoruz." diyor.
|
en-tr
|
But he's hopeful that better relations between Cuba and the US will bring about more medical and scientific exchanges that both countries could benefit from.
|
Fakat ABD ve Küba'nın ilişkileri ilerledikçe iki ülkenin de yararlanabileceği daha başka tıbbi ve bilimsel takas olanaklarının çıkacağı konusunda umutlu.
|
en-tr
|
Chilapa is a region with heavy indigenous presence, whose traditions include the dances “Tlacoleros and Maromeros” and “tiger fighting”. It's located close to Iguala, a region that in the past few months became well-known for the Ayotzinapa tragedy, in which students were kidnapped and killed.
|
Chilapa, geleneklerinde “Tlacoleros ve Maromeros” ile "kaplan kavgası" dansları bulunan yerli halkın yoğunlukta olduğu ve geçen aylarda öğrencilerin kaçırılıp öldürüldüğü Ayotzinapa faciası ile tanınan Iguala şehrine de yakın bir bölge.
|
en-tr
|
Good morning :) #HelloMonday #temple #architecture #VisitNepal pic.twitter.com/ENC33HthBT — Kashish Das Shrestha (@kashishds) January 5, 2015 The Kalmochan Temple built in Mughal style by Jang Bahadur at Thapathali down, only the Garuda stands guard. pic.twitter.com/KWfv4a7PHB — Kanak Mani Dixit (@KanakManiDixit) April 25, 2015
|
Thapathali'deki Jang Bahadur tarafından Babür stili inşa edilen Kalmochan Tapınağı yıkıldı, sadece Garuda ayakta.
|
en-tr
|
Changunarayan stands sustaining some bruises, but the premises suffer quite a lot. Need restoration. #NepalQuake pic.twitter.com/vQnfnhFZRl — Ugendra Shrestha (@ugendras) April 29, 2015
|
#changunarayan, o kadar orada olmak istiyorum ki.
|
en-tr
|
The Ministry of Health and Social Protection proposed the idea when making additions and ammendments to the Law On Reproductive Health and Reproductive Rights. The ammendments also include the prohibition of abortion at the embryonic stage.
|
Sağlık ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Üreme Sağlığı ve Haklarında değişiklikler ve düzenlemeler yaparken, embriyonik evrede kürtajın da yasaklılığını içeren bir fikir öne sürdü.
|
en-tr
|
I would also not allow my sister go to school. It brings shame on girls.
|
Bende kız kardeşimin okula gitmesine izin vermeyeceğim, bu kızlara utanç verecek.
|
en-tr
|
So let's look at these things in a normal way. Be realistic.
|
Gerçekçi olmak gerekirse, böyle şeyleri normal karşılamalıyız.
|
en-tr
|
The army launched a coup in 2014 to end the political turmoil in the country. It controlled the media and banned protests including the gathering of five or more people in public places.
|
Ordunun yasaklamalarına rağmen, özellikle gençlerin bulunduğu birçok Taylandlı ülkede demokrasinin yenilenmesi için çağrıda bulundu.
|
en-tr
|
The Forgotten Massacre of Chinese People in Torreón, Mexico · Global Voices
|
Torreón, Meksika'daki Unutulan Çinli Katliamı
|
en-tr
|
Main Square of Historical Center of Torreón.
|
Tarihi Torreon Meydanı.
|
en-tr
|
Image on Flickr bu user ego2005 (CC BY-SA 2.0).
|
Görüntü: flickr kullanıcısı ego2005, (CC BY-SA 2.0).
|
en-tr
|
In May 1911, the town of Torreón, in the Mexican state of Coahuila, was the scene of bloody and almost forgotten events when 303 Chinese citizens, half the Chinese population of the town back then, were killed during the height of the Mexican Revolution.
|
Meksika Devrimi'nin en ağır döneminin yaşandığı Mayıs 1911'de Coahuila eyaletinin Torreón kasabasında, o zamanki nüfusuyla kasabadaki Çinlilerin yarısı kadar olan 303 kişinin öldürüldüğü ve şimdi neredeyse unutulmuş olan kanlı görüntü seyretmekteydi.
|
en-tr
|
The web Cultura Colectiva sums up the background of the events:
|
Cultura Colectiva sitesi olayları özetliyor:
|
en-tr
|
The anti-Chinese sentiment was rooted in an idea of superior and inferior races, where the Mexican blending of races was seen as the ideal image of a country, where the “yellow ethnicity” was to be degenerated.
|
Çinlilere karşı olumsuz yaklaşımın üstün ve aşağı ırk düşünceleriyle ortaya çıktığı ve "Sarı Etniğin" bozulduğu düşünülen Meksika'da çeşitli etnik kökenlerin Meksikalılar ile harmanlanması ideal olarak görülüyordu.
|
en-tr
|
With the purpose of liberating the country of this terrible threat, an "anti-Chinese" movement was created, developed between 1911 and 1934.
|
Böyle bir tehditle karşı kaşıya olan bu ülkeyi özgürleştirme yolunda, 1911 ve 1934 yılları arasında Çin karşıtı bir akım oluşmuş ve gelişmiştir.
|
en-tr
|
- Chinese citizens are not able to sell food.
|
- Çinli vatandaşların yiyecek satma yetkileri yoktu.
|
en-tr
|
- Chinese citizens are not allowed in restaurants nor museums.
|
- Çinli vatandaşların restoran ve müzelere girişlerine izin yoktu.
|
en-tr
|
- Mexican-Chinese marriages were forbidden (in case any Mexican woman married a Chinese, she'd lose her citizenship immediately).
|
- Bir Meksikalı ile Çinlinin evlenmesi yasaktı(Eğer bir Meksikalı bayan bir Çin vatandaşıyla evlenirse vatandaşlığı hemen elinden alınıyordu).
|
en-tr
|
- Chinese citizens are forbidden from having jobs in the government.
|
- Çinli vatandaşların devlet kurumlarında çalışmaları yasaktı.
|
en-tr
|
The killing of Chinese citizens took place during the Mexican Revolution, an armed struggle that started as an uprising in November 20, 1910, against then President Porfirio Díaz, who had ruled the country as an authoritarian since 1876.
|
Çinlilerin öldürülmesi Meksika Devrimi boyunca devam etti, 1876'dan beri ülkeyi sıkı yönetimle yöneten Başbakan Porfirio Díaz'a karşı bu silahlı mücadele 10 Kasım 1910'da bir ayaklanma olarak başladı.
|
en-tr
|
The uprising was led by Francisco I. Madero and its initial purpose was to fight against the establishment, but ended up as multi-sided civil war.
|
Bu ayaklanmaya Francisco I. Madero öncülük etmişti ve ilk hedefi var olan bu düzene karşı savaşmaktı, ama ne yazık ki çok taraflı bir iç savaşla sonuçlandı.
|
en-tr
|
In 1911, the Chinese community of Torreón had about 600 people, most of them storekeepers and peasants. There were also wealthy people who founded the main bank in the city.
|
1911 yılında Torreon'da Çinliler, çoğunluğu esnaf ve çiftçiden oluşan 600 kişilik bir nüfusa sahipti.
|
en-tr
|
In the early hours of May 15, 1911, about 2,000 soldiers from the forces loyal to Madero entered Torreón.
|
15 Mayıs 1911 sabahının erken saatlerinde Modero taraftarı yaklaşık 2.000 asker Torreon'a girdi.
|
en-tr
|
The events that followed are narrated by website Jornada:
|
Bundan sonra yaşanan olaylar Jornada'da anlatılmıştır:
|
en-tr
|
On Friday, May 13, 1911, groups of armed ranchers, shouting praise for Madero, tried to occupy the city from the east with heavy gunfire and maybe mortars, causing many fatalities.
|
13 Mayıs 1911, Cuma gruplar halinde silahlanmış çiftçiler, Modero'ya övgüler yağdırarak, silahlar ve belki havanlar ile ateş açıp birçok ölüme neden oldular ve şehri doğu tarafından işgal ettiler.
|
en-tr
|
Rumor had it that Chinese people had resisted from their plantations and tall buildings.
|
Söylentiye göre Çinliler, tartalarında ve yüksek binalarında direniş göstermişlerdir.
|
en-tr
|
On Saturday, May 14, different bands of rebel soldiers started to kill Chinese people who were found on their plantations, among them a very well-liked older man by the name of Juan Maa (Huang Mah).
|
14 Mayıs Cumartesi günü farklı gruplarla ayaklanan askerler, aralarında Juan Maa adındaki çok sevilen yaşlı bir adamın da yer aldığı Çinlileri çiftliklerinde bulup öldürmeye başladılar.
|
en-tr
|
A Mexican rancher who opposed those killings, Francisco Almaraz, was also killed.
|
Juan Maa bu katliama karşı çıkan Meksikalı bir çiftlik sahibiydi.
|
en-tr
|
And the account goes on:
|
Ve anlatım devam ediyor:
|
en-tr
|
On May 15, the federal garrison silently evacuated the square.
|
15 Mayıs'ta federal birlikler meydanı sessizce boşalttı.
|
en-tr
|
By 5 in the morning, they entered the city, and feeling they owned it, started to loot the bars.
|
Sabah 5'e doğru, şehre girdiler, şehri ele geçirdiklerini zannettiler ve meyhaneleri yağmalamaya başladılar.
|
en-tr
|
Very soon, some of the soldiers from the rebellion were drunk, excited and armed.
|
Kısa süre içinde isyancıların bir kısmı sarhoş ve coşkulu bir hâldeydi, aynı zamanda da silahlıydılar.
|
en-tr
|
They started to call out for revenge against the Chinese, who allegedly had fought them.
|
Savaş içinde oldukları düşüncesiyle Çinlilerden intikam almaları gerektiğini haykırmaya başladılar.
|
en-tr
|
They looked for them inside their stores, the hotel, the food stands and the restaurant.
|
Dükkanlarını, otellerini ve restoranlarını aramaya başladılar.
|
en-tr
|
A big mob started looting houses and stores owned by Chinese: people took everything.
|
Çinli vatandaşlara ait evleri ve dükkanları yağmalamak için büyük bir hücum başladı.
|
en-tr
|
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.